6 Ekim 2013 Pazar

Bütün Hayvanlar Eşittir! - Hayvan Çiftliği - George Orwell

Hayvan Çiftliği, George Orwell tarafından yazılan bir fabl ve önemli bir hiciv eser. Son yıllarda okuduğum en iyi romanlardan birisi. Hatta kendimce bir sıralama yapacak olursam kişisel tüm zamanların en iyi kitapları arasında ilk 10 içine kesin alacağım bir eser. Hemen kitapla ilgili fikirlerime geçiyorum.

Kitabın okuduğum baskısı Can yayınları tarafından güzel dilimiz Türkçeye çevrilmiş ve çevirisini de Celal Üster yapmıştır.

hayvan çiftliği

George Orwell'in belki de Bindokuzyüzseksendört adlı romanından sonra en bilinen ikinci romanı Hayvan Çiftliği'dir. Kitap, Bay Jones'un baskıcı yönetiminden sıkılan, bunalan hayvanların isyan edip, Beylik Çiftliği'nin yönetimini ele geçirmesiyle başlar. Hayvanlar bu isyana kitabın hemen başında, çiftlikteki tüm hayvanların saygı duyduğu domuz olan Koca Reis'in anlattığı rüyasından etkilenerek kalkışırlar.

Beylik Çiftliği'ndeki hayvanların amacı, tüketmekten başka hiçbir özelliği bulunmayan insanların baskıcı, ezici yönetiminden kurtulup, daha eşitlikçi bir yönetim oluşturmak ve bu şekilde daha iyi şartlarda hayat sürdürmektir. Bunun sonucu olarak isyanı gerçekleştirirler ve Beylik Çiftliği'nin yönetimini ele geçirirler.

Kendilerine 7 Maddeden oluşan bir bildiri hazırlayıp bunu yazarlar. Bu şekilde başlangıçta arzuladıkları, emeklerinin karşılığını aldıkları ve daha iyi şartlarda yaşadıkları bir toplumu kurarlar.

Burada bu 7 maddeye bakmamızda yarar var. Çünkü burada yazılanların, yapılan devrimin yönetimini üstlenen domuzlar tarafından nasıl ve ne şekilde kendi çıkarları uğruna değiştiğine şahit olacağız.

1. İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.

2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.

3. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.

4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.

5. Hiçbir hayvan içki içmeyecek.

6. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.

7. Bütün hayvanlar eşittir. (!)

Herşey iyi giderken bir süre sonra domuzlar, çiftlikteki asıl işleri yapan, örneğin toprakları süren, işleyen, ürün veren diğer hayvanların aptallıklarından faydalanarak kendilerine insanların yönetiminden daha baskıcı daha otoriter bir diktatörlük sistemi kurarlar. Bunu da öyle güzel yaparlar ki, kitabı okurken hayretler içinde kalırsınız. Az önce yukarıda yazdığım maddelerin ne hale geldiğini acı acı okursunuz. Açıkçası ben Hayvan Çiftliği'ni okurken çoğu yerde bu tip durumları toplum içinde de çok yaşadığımızı düşündüm. Amaçları daha eşitlikçi ve daha rahat bir toplum kurmak olan hayvanlar, böyle oluyor zannederek, bunaldıkları ve isyan ettikleri insanların baskıcı yönetimlerinden daha da tehlikeli bir baskıcı yönetimin altına giriyorlar.

Kitaptaki her karakteri incelemeyeceğim ama sanırım 3 önemli domuza değinmekte fayda var. Domuzlardan Snowball ve Napoleon lider konumunda iki hayvan. Birisi yani Snowball, Hayvan Çiftliği'nin ideolojisine sadık, gerçekten çiftliği geliştirmek için çalışan bir domuz olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Snowball bile bir süre sonra domuzların diğer hayvanlardan üstün olduklarını düşünmüştür. Napoleon ise tamamen çıkarcı, aslında Hayvan Çiftliği'nin gerçek amacıyla pek ilgisi olmayan diktatör ve baskıcı bir domuz. Gücü önemseyen ve sadece kendi gücünü arttırmak için çalışan bir karakter. Zaten kitabın sonunda yönettiği bu çiftliğin ne hale geldiğini, o başlangıçta yazılan 7 maddenin de ne hale geldiğini göreceksiniz. Bir diğer domuz karakterimiz Squealer ise dili çok iyi kullanma becerisiyle adeta bir konuşma ustası olarak oluşturulmuş bir karakter. Toplumu olacaklara alıştırmak ve toplumun gerçekleşen olaylar sonucundaki tepkilerini hafifletmek hatta asıl düşündüklerinin aslında öyle olmadığını kabul ettirmek üzere çalışan bence kitaptaki en kritik karakter!

hayvan çiftliği domuz

Aslında sadece 152 sayfadan oluşan bu kitap hakkında daha da uzun yazmak istiyorum ancak kendimi burada frenleyeceğim. Hayvan Çiftliği, müthiş hicivler içeren bir fabl. Kitabın sonu bugüne kadar okuduğum kitap sonlarının içinde en çarpıcı, en vurucu olanı. Vay be dedirten bir sonu var. Ne hayallerle yola çıkan bir toplumun, ne hallere geldiğinin göstergesi adeta.

Aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının bir yansıması Hayvan Çiftliği. Bu kitap herkes tarafından mutlaka okunmalı diye düşünüyorum. Kitap hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız, kitapla ilgili tartışmaya yorumlar üzerinden devam edebiliriz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere... 

6 yorum:

  1. Çok yakın zamanda ingilizce kitabını (ödev verildiği için) okumuştum. Ama ilk kez bir ödevin bende bu kadar mutluluk duyurduğunu gördüm. Kitap çok etkileyici, liderliğin, üstünlüğün insanları nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Aslında sıkıntı başa geçenlerde değil, sıkıntı yönetmeyi bilenleri başa geçmemesi. Fırsatınız olursa filmini de izleyin derin. Ama 2000 lerde çekileni izlerseniz daha iyi olur. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinize katılıyorum. Açıkçası bu kadar kısa bir kitabın bu kadar etkili olması müthiş. Filmini izlemek isterim. Kitap kadar etkiler mi bilmiyorum. :) Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Ben de Ruhsuz Atmaca gibi kursa giderken İngilizce versiyonunu okuyup çok etkilenmiştim. İktidar hırsının nasıl bir şey olduğuna bir kez daha tanık olmuş, bu kitaptaki karakterlerin tüm zamanlardaki tüm iktidarlarda yer alan insanlarla kolaylıkla yer değiştirebileceğini düşünmüştüm. Size katılıyorum, müthiş bir kitap!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, öncelikle yorumunuza bu kadar geç cevap yazdığım için kusura bakmayın. Söylediklerinize katılıyorum. İktidarda olma hırsı, mevcut yönetimlerden daha da kötüsüne sebep olabiliyor. Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  3. Okumayanın bile okuması gereken bir kitaptır. Filmi mi varmış? Bi bakalım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, öncelikle yorumunuza bu kadar geç cevap yazdığım için kusura bakmayın. Yorumunuz çok güzel. :) Okumayı bilmeyenler bile okumalı bu kitabı. Çok doğru tespit. :) Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil