9 Mart 2012 Cuma

Enerji Verimliliği - Isınma

Bir Makine Mühendisi olarak, evlerimizde kullandığımız enerjinin basit adımlarla veya etkili büyük adımlarla nasıl daha verimli kullanılması gerektiğiyle ilgili yazı yazmasam olmazdı. Bu yazı tadında, pratik bilgiler içeren yazılar yazıp bilgilendirme yapmayı, enerji konularında ve farklı konularda düşünüyorum. Bu yazıda bir başlangıç oldu.

Günümüz ekonomik ve sosyal şartlarında enerjinin yeri ve elde edilmesi göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir konudur. Artan hayat pahalılığı, buna karşı aynı oranda artmayan gelirler, özellikle son yıllarda enerjinin daha verimli kullanılması gerektiğiyle ilgili olarak, insanları önlem almaya itmiştir. Tabi tüm bunlara ek olarak ülkemizin enerjide dışa bağımlı olması da enerjiye ödediğimiz paraları etkilemektedir. Peki evlerimizde veya günlük hayatımızda “enerji verimliliği nedir” sorusuna ne tür pratik bilgilerle veya pratik olmayan ancak etkili yöntemlerle cevap verebiliriz şimdi onları sizlere anlatmaya çalışacağım.

Bazı İstatistikler:

Bugün ele alacağım, günlük hayatımızda ve konutlarımızdaki enerji tasarrufu konusunun ne derece önemli olduğunu vurgulamak için şu örneği vermemde yarar var;

Ülkemizde tüketilen toplam enerjinin %30 civarındaki kısmını konutlarımızda tükettiğimiz enerji oluşturuyor. Bu enerji kalemleri, konutlarda daha çok ısınma, aydınlanma ve elektrikli cihazların kullanımında tüketiliyor. Tüm bu ihtiyaçlarımız için kullandığımız enerjinin çok büyük bir kısmını fosil yakıtlar dediğimiz kömür, doğal gaz vb. yakıtlardan elde ediyoruz. Buna aydınlanma ve ev aletlerimizde kullandığımız elektrik enerjisinin üretimi de dahildir.


Dolayısıyla evlerimizdeki enerjiyi verimli kullanmak, hem kendimize hem de ülkemize katkıda bulunmak anlamında oldukça önemli.         

Tüm anlatacaklarım ısınmak için, aydınlanmak için, evimizdeki aletleri çalıştırmak için harcayacağımız elektrik enerjisini, doğal gazı, kömürü, odunu daha az kullanmamıza yol açacak ve dolayısıyla ödediğimiz paraları da azaltacak.

Isınma ile Başlayalım…

Bu adım ısınmak için kullandığımız yakıtı azaltacağından cebimize büyük katkısı olacak. Ancak bazı adımlar var ki belirli bir harcama yapmadan uygulanamıyor. Fakat yapılan masraf kendisini çok kısa zamanda amorti ederek bizi kâra geçirecektir.

1.  Binamıza Yalıtım Yaptırmalıyız..!

Pratik olmayan bir adım ancak oluşacak olan ısı kayıplarını en çok engelleyecek olan yöntemdir. İyi yalıtılmış bir bina oluşan ısı kaybını %50 oranlarına kadar azaltacak ve daha az yakıt kullanarak aynı oranda ısınmamızı sağlayacaktır. Yalıtım için yapılan yatırım binanın büyüklüğüne göre değişecek olsa da ortalama 1 senede kendini amorti edeceğinden daha sonraki yıllar bize kâr olarak geri dönecek.        

Konutlarda en çok ısı kaybının olduğu yerleri de bilgi olsun diye sıralayacak olursam;

  • Dış Duvarlar ( Dış hava ile temas halindeki duvarlar) -  Yalıtılırsa %40 tasarruf
  • Pencere ve kapılar – Yalıtılırsa %25-%50 tasarruf
  • Çatı - Yalıtılırsa  %7 tasarruf
  • Merdiven boşluğuna bakan dış kapı – Yalıtılırsa  %10 tasarruf
  • Döşemeler - Yalıtılırsa %6 tasarruf   ( Bu maddelerdeki kaynak EİE)

Yalıtımın Önemi!

2. Pencere ve Kapılarımızda Oluşan Hava Sızıntılarını Engellemeliyiz..!

Binayı komple yalıtmak mümkün değilse, pencere ve kapılarımızı yalıtarak da ısı kaybını önemli derecede azaltırız.

Pencere ve kapı yalıtımları için pratik olarak yalıtım bantlarını kullanarak işe başlayabiliriz. Unutmayalım ki pencere ve kapılardaki hava sızıntılarını yalıtmak evdeki ısının bize yaklaşık dörtte birini yani yüzde %25’ini tutmamızı sağlar.

Özellikle pencerelerle ilgili bir diğer önemli hususta tek cam veya çift cam olmasıdır. Tek camlı bir pencere, çift camlı bir pencereye oranla yaklaşık yarı yarıya daha fazla ısı kaybı demektir. Yeni bir eve taşınıyorsanız, ya da evinizde bir tadilat düşünceniz varsa pencerelerinizi çift camlı olarak değiştirmeyi düşünmelisiniz.

Pencerelerden Isı Kaçar!


3. İçinde Yaşanılan Ortamları Gereğinden Fazla Isıtmamalıyız..!

Evet, belki de en önemli konuların başında geliyor ama genelde hepimiz, içinde oturduğumuz odanın sıcaklığını tavan yaptırırız ve sonra bunalıp pencereleri açarız. İçinde yaşadığımız bir odayı gereğinden fazla ısıtmak bize enerji kaybı ve daha fazla fatura veya daha çok kömür olarak geri döner. Yani enerjiyi oldukça verimsiz kullanmış oluruz. Hastalanma ihtimalimiz bile ortaya çıkabilir.

İnsan, konforlu olarak, ne soğuktan ne de sıcaktan rahatsız olmadan yaşamalıdır. Belirlenmiş bazı değerleri vermek istiyorum.

·         Oturma Odaları için 21 – 22 C
·         Mutfak 20 C
·         Banyo 24 C
·         Tuvaletler 20 C
·         Hol, Antre vb. 15 C

olmalıdır. Yapılan hesaplamalar bu değerlere göre olur. Bu değerler insanların rahatsız olmadan yaşayabilecekleri değerlerdir. Dolayısıyla evlerimizde bu sıcaklıklara uymak, odalarımızı gereğinden fazla ısıtmamak bize ortamdaki her bir derece sıcaklık düşüşü için %5-7 arası daha az yakıt tüketimi getirir.

Bir odamızın sıcaklığı 22 C olması gerekirken biz 28 C yapıyorsak ve buna 100 birim enerji harcıyorsak, olması gereken değerinde ısıttığımızda 70 birim enerji harcarız. Farkı görüyorsunuz. Oldukça basit bir adım.

Gereğinden Fazla Isınmayın :)

4. Odalarımızı Nemlendirmeliyiz...!

Bu maddemiz 3. madde ile oldukça bağlantılı. Bulunduğumuz ortamın havasının kuru olması bizi rahatsız eder ve belki de en önemlisi yetersiz nemlendirilmiş bir odada sıcaklığı daha az hissederiz.

Nemli bir hava, sıcaklığı olduğundan daha fazla hissetmemize sebep olur. Dolayısıyla kalorifer veya soba gibi ısıtıcılarımızın yakınına su koyarak odamızı nemlendirmemiz sıcaklığı daha fazla hissetmemize sebep olur.

Bu durumu şöyle örneklemek çok iyi olacak. Mesela hava sıcaklığının hem Antalya’da hem de Ankara’da 30 derece olduğunu düşünün. Bu iki şehrimizin hangisinde daha çok bunalırsınız. Cevabımız Antalya’dır. Çünkü Antalya’da nem miktarı fazla olduğu için o şehrimizde daha çok bunalırız çünkü sıcaklığı 30 C değil daha çok hissederiz.

Evlerimizde ısınırken nemli ortam oluşturup sıcaklığı daha çok hissetmemizi sağlamalıyız. Bu durum kendimizi iyi hissetmemize de sebep olacaktır.



5. Oda Sıcaklığı Çok Yüksekse Pencere ve Kapıları Açmayın...!

Bu madde nereden çıktı derseniz, açıklıyorum. Gereğinden fazla ısıtılmış bir odada bir süre sonra bunalırız ve odayı soğutma ihtiyacı duyarız. Bunu yaparken pencereleri açmak yerine ısıtıcımızın ayarlarını kısmayı tercih etmeliyiz.

Isınmış bir ortamı dış hava ile soğutursanız, bir süre sonra odayı yeniden ısıtmanız gerekecek ve örneğin 13 C’ye düşmüş bir odayı 22 C getirmek yerine, 18 C’deki odayı 22 C’ye getirmek bize daha az bir enerji harcaması getirecek. Hem sıcaklık değişimlerinden etkilenmeyeceğiz hem de enerjiyi verimli kullanmış olacağız. Bu kombilerin kullanımında da böyle olmalıdır.


Enerji verimliliği ile ilgili yazımın 1. bölümünü burada bitirmek istiyorum. Bir sonraki bölümde yine enerji verimliliği ile ilgili yararlı bilgiler vermeye devam edeceğim. Sizde bu yazıda anlattığım yöntemler haricinde uyguladığınız yöntemler varsa bu yazıyı yorumlayarak benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Böylece hem bana hem de bu yazıyı okuyan okuyucularımıza daha fazla yarar sağlayabiliriz. Sonraki yazılarda görüşmek üzere…


3 yorum:

  1. akıcı anlatımla yararlı bilgiler

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler cidden diğer bilgilendirici sitelerden buna vikipedia vb. siteler dahil daha bilgilendirici ve açıklayıcı bir anlatımınız var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu önemli konuda yardımcı olabildiysem mutlu olurum. Yorumunuz için çok teşekkürler..

      Sil